İnsan, ilk emri “Oku” olan bir inancın mensubu olarak; aldığı ilk nefesten, vereceği son nefese kadar hayatının her anında bir şeyler okur ve öğrenir. Bu öğrenme ihtiyacı hayatının her evresinde devam eder. Çünkü insan gözlemleyen, inceleyen, araştıran bir canlıdır. Fikirlerini, geçmiş tecrübeler ve bilgileriyle harmanlayarak yeniler ve geliştirir.
Dünyada bilgiye sahip olmak, her alanda en ileri seviyedeki toplumların ortak özelliğidir. Bilgilere ulaşmanın en güvenilir yolu da kitap okumaktan geçmektedir. Bu yoldaki sessiz öğretmenlerimiz ise kütüphanelerdir.
Kütüphaneler; köklü medeniyetlerin kültürünü, edebiyatını ve sanatını günümüze taşıyarak geçmişle gelecek arasında köprü görevi gören en önemli yaşayan hafıza mekânlarıdır. Çağımızın ihtiyaçlarına uygun şekilde kendilerini yenileyerek kent halkının bilgi seviyesinin yükselmesine ve bilinçli bir toplum olarak yetiştirilmesine katkı sağlar.
Bir toplumun niteliği ile kalkınmışlığını o ülkenin kütüphanelerine ve okuma oranlarına bakarak anlayabiliriz. Çünkü bir toplum okumaz, araştırmaz ve geçmişteki bilgilerini yeni bilgileri ile sentezlemezse gelişim gösteremez. Milli, manevi, ahlaki ve kültürel değerleri yüksek, kendine güvenen, analitik düşünebilen genç nesillerin yetişmesi; okumaya, anlamaya ve sentez yapmaya bağlıdır. Bizler bu anlayışla kütüphanelerimize yapılacak her türlü desteği, ülkemizin geleceğine yapılmış katkının bir parçası olarak değerlendirmekteyiz. Bu duygu ve düşüncelerle, başta kütüphanecilerimiz olmak üzere tüm vatandaşlarımızın Kütüphaneler Haftası’nı kutluyor; ülkemizde ve ilimizde kitap okuma alışkanlığına, bilgiye ve öğrenmeye olan ilginin artmasını temenni ediyorum.
